Dışişleri Bakanı Fidan’dan ‘ABD-İran çatışması’na ilişkin açıklama: Durum iyi değil
Dışişleri Bakanı Fidan,Katıldığı A Haber yayınında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
Fidan, ABD’nin İran destekli gruplara yönelik saldırılarına ilişkin soru üzerine, ABD’nin “ateşle oynadığını” vurguladı ve şunları söyledi: “Ateşle oynadığınızda o ateş her an yangına dönüşebilir. Kontrol altına alınamayabilir. Burada bir riskle karşı karşıyayız. Bu kontrol edilemezlik meselesi bir tehdit olarak karşımızda duruyor.”İfadelerini kullandı.
Fidan, Türkiye olarak bölgesel ortaklarla ve ABD ile sürekli görüşme halinde olduğumuzu belirtti. “Bölgesel yayılmadan kaçınmamız lazım. Durum iyi değil. Daha büyük bir yayılmayla karşı karşıya kalabiliriz.”Şu şekilde konuştu:
‘İsrail güvenlik aramıyor’
Fidan, İsrail’in güvenliği konusunun dünya kamuoyunda sürekli gündeme getirildiğinin altını çizdi.
İsrail’in dünya kamuoyuna yalan söylemeyi bıraktığında kendini güvende hissedeceğini belirten Fidan, ” İsrail güvenlik aramıyor. İsrail daha fazla toprak arıyor. İsrail kendi devletini Filistinlilere verdiği gün güvende olacaktır.” söz konusu.
Fidan, bölge ülkeleri olarak sorumluluk almaya hazır olduklarını defalarca belirttiklerini hatırlatarak, şöyle konuştu: ” İki devletli çözümü gündeme getirirken, garantör mekanizmasını bu sefer metodolojik olarak farklı bir şekilde öne sürmemizin nedeni de buydu.“dedi.
Fidan, ABD’nin gündeminde olan F-16 savaş uçakları meselesine ilişkin soruyu, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğinin 2022 yılında hem NATO’nun hem de Türkiye’nin gündemine girdiğini hatırlatarak yanıtladı. “Bu süreçte tabii ki Türkiye sorumlu ortak bakış açısıyla her türlü desteği verdi. Ancak İsveç ve Finlandiya denkleme girince biz de kademeli bir süreçle denkleme girme ihtiyacı hissettik.”dedi.
Türkiye’nin hem NATO hem de bazı NATO ülkeleriyle güvenlikle ilgili stratejik konularının müzakere edilmesi gerektiğini belirten Fidan, ” Bu bağlamda, aşamalılama politikamızın ilk konusu olarak özellikle terörle mücadeleyi ön planda tuttuk.”dedi.
fidan; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve NATO Genel Sekreteri’nin katılımıyla 2022 yılında İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen zirvede alınan karar ve yazılı anlaşmayla Türkiye’nin terörle ilgili kaygılarının ilk kez gündeme getirildiğini hatırlattı. Jens Stoltenberg ile İsveç ve Finlandiya’nın devlet ve hükümet başkanları.
PKK, YPG ve FETÖ ile mücadelenin NATO metinlerinde yer alması ve NATO’ya katılacak yeni ülkelerin bu örgütlere hiçbir şekilde destek vermemesi konusunda taahhütte bulunulduğunu kaydeden Fidan, Finlandiya’nın NATO üyeliğinin Nisan 2023’te tamamlandığını hatırlattı.
Fidan, daha sonra Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta Erdoğan, Stoltenberg ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un bir araya geldiği üçlü zirveyi, terörle mücadelenin yanı sıra, başta NATO ülkeleri olmak üzere Türkiye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması ve Türkiye’nin AB’ye üyeliğini hatırlattı. Avrupa. AB üyeliğinin diğer ülkeler tarafından da güçlendirilmesi konusunda genel bir fikir birliğinin oluştuğunu kaydetti.
Bakan Fidan, İsveç’e ilişkin yasanın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) çıkmasından hemen sonra ABD Lideri Joe Biden’ın Kongre’ye mektup yazdığını, Erdoğan’ın onayının ardından anlaşmanın ardından ABD Kongresi’ne bildirimde bulunulduğunu belirtti. ev sahibi ülkeye yatırıldı. Mevcut sürecin tamamlanacağına inandığını belirtti.
‘İlgili yetkililerimiz özellikle maddi zararın tazmin edilmesi konusunda yoğun bir şekilde çalışıyor.’
Fidan, ABD ile yaşanan F-35 savaş uçağı meselesinin Ege’deki Türk-Yunan dengesini nasıl etkileyeceği sorusuna şöyle yanıt verdi: F-35’teki sorun, Türkiye’nin programdan dışlanmasının ve kendi savunma kabiliyetini geliştirme arayışının bir yansıması olarak ortaya çıktı.” o cevapladı.
F-35 konusunda Türkiye’nin sadece müşteri değil aynı zamanda üretim ortaklarından biri olduğuna işaret eden Bakan Fidan, “Türkiye’nin maddi kaybının yanı sıra ortaya koyduğu kapasite açısından da kaybı var. Bunu ortadan kaldırmak için çalışmalar devam ediyor.” “İlgili makamlarımız özellikle maddi zararın tazmin edilmesi konusunda yoğun bir şekilde çalışıyor.” söz konusu.
Hakan Fidan, Yunanistan’ın NATO üyesi olması nedeniyle ABD’nin üretim sonrasında dağıtım yapacağı ülkeler listesinde yer aldığını kaydetti. Burada F-35’lerin teslimi 2030’dan sonra öngörülüyor. “O zamana kadar ne olur, istikrar nasıl değişir takip edeceğiz.”değerlendirmesini yaptı.
Fidan, Batılı ülkelerden alınmak istenen savunma sistemlerinin temin edilememesinin Türkiye’yi başka bir arayışa ittiğini söyledi. Milli dış politikamızın bir gereği olarak, kendi ülkemizin güvenliğini sağlamak için her türlü sistemi ve savaş ekipmanını satın almakla yükümlüyüz. Elbette en uygun olanı nereden satın alacağımıza karar vermek bize düşüyor.“dedi.
Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla Roketsan’ın hava savunma sistemlerinde geliştirdiği Hisar sınıfı alçak, orta ve yüksek irtifa katmanlı hava savunma doktrininin uygulanmaya başladığını kaydetti.
Bakan Fidan, F-35 projesine dönüşle ilgili de şunları söyledi:
‘Tahıl koridoru her zaman Türkiye’nin gündeminde’
Bakan Fidan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu ay Türkiye’yi ziyaret edeceği haberine ilişkin soruyu yanıtladı, ” Sayın Putin’in ziyareti aslında önceden planlanmış bir ziyaretti. Artık bu ziyaret sırasında bazı konuları tekrar görüşme fırsatımız olacak.” o cevapladı.
Fidan, Türkiye’nin enerji başta olmak üzere birçok alanda yakın ilişki içinde olduğu Rusya’nın Suriye’de YPG ve PKK’ya göz yummamasını beklediklerini ifade etti. Suriye’de Rus silahlı kuvvetleri ile silahlı kuvvetlerimiz arasında gerilimi azaltma mekanizması bulunmaktadır. “Özellikle Suriye’ye operasyon düzenleyeceğimizde bu mekanizma her zaman istediğimiz gibi çalışmayabilir.”dedi.
Türkiye’nin birinci önceliğinin Fırat’ın doğusundan ve batısından gelen PKK tehdidini bir an önce ortadan kaldırmak olduğunu belirten Fidan, ” Ruslar da bu konuda bir çizgiye geldi. Elbette Rusların bizden başka konularda da beklentileri var. Dediğim gibi bu müzakerelerle yapılan bir bahistir. Şartlar ne olursa olsun operasyonlarımız devam ediyor” söz konusu.
Fidan, Rusya’nın İsrail-Filistin meselesinde de Türkiye’ye yakın olduğunu kaydetti.
Rusya-Ukrayna sorununun Tahıl Koridoru’nun her zaman Türkiye’nin gündeminde olduğunu belirten Fidan, ” Sayın Putin’in ziyaretinde bu konu mutlaka masaya yatırılacaktır. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuya çok önem veriyor. Özellikle dünyanın güney halklarının ve Afrika’daki yoksulların özellikle tahıl yoluyla buğdaydan mahrum kalması ve gıdaya yüksek fiyatlarla erişim, insani açıdan gerçekten görmek istemediğimiz bir durum. “Bu kendimize borçlu olduğumuz bir şey.”değerlendirmesini yaptı.
Fidan’dan KYB’ye ‘Türkiye’nin daha ileri adımlar atması gerekecek’ uyarısı
Fidan, Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) Irak’ın Süleymaniye kentinde PKK ile işbirliği yapmasının uzun süredir gündemde olduğunu vurgulayarak, PKK ile işbirliğinin KYB’yi tehlikeye soktuğunun defalarca aktarıldığını belirtti. düşman sınıfında.
Süleymaniye’deki KYB yönetiminin PKK’ya müdahale etmemesinden duyduğu rahatsızlığı dile getiren Fidan, şöyle devam etti:
KYB yönetiminin yanlış yoldan dönmesi yönünde çağrısını yineleyen Fidan, aksi takdirde Türkiye’nin daha ileri adımlar atmak zorunda kalacağı uyarısında bulundu.
Fidan, Türkiye ile Suriye arasında çeşitli kanallar aracılığıyla zaman zaman gerçekleştirilen görüşmeleri de değerlendirerek, şöyle konuştu: Suriye rejiminin Türkiye’ye önkoşul koyarak diplomatik hamle yapma çabası yanlıştır. Bunu kendilerine de ilettik. Sayın Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi diyalog kapısını açık tutuyoruz.” söz konusu.
Türkiye’nin iki komşu ülke olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunduğunu kaydeden Fidan, ” Şu ana kadar Astana sürecini ihlal edecek bir girişimde bulunmadık. Desteklediğimiz unsurlar hiçbir zaman Astana sürecini aksatacak büyük bir hamle yapmadı.“dedi.
Bakan Fidan, ‘Suriye rejiminin farklı sebeplerden dolayı halen Türkiye ile müzakere yürütemediğini’ belirterek, şöyle konuştu: ” Karşılaştığında kendisi olamaz. Yalnız buluşma imkanı yok, her zaman yanınızda başka bir ülke var. Aslında bu bizim için sorun değil çünkü kendimize güvenimiz tam ve ne yapmak istediğimizi biliyoruz. “Bölgede istikrara verdiğimiz değer ortadadır.”dedi.
‘İki milyondan fazla insan açlık ve salgınla karşı karşıya’
Bakan Fidan, Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail’e karşı açılan “soykırım” davasında verdiği ihtiyati tedbir kararının son derece değerli olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: Öyle bir trajediyle karşı karşıyayız ki, şiddetin kendisini, trajedinin kendisini engelleyemiyorsa, elde ettiğiniz herhangi bir tarihi başarının hiçbir anlamı yok. Dolayısıyla bu katliamın bir an önce durdurulmasına odaklanmalıyız.” yorumunu yaptı.
Fidan, İsrail’in attığı bombalar ve yarattığı yıkım nedeniyle hayatını kaybedenlerle ilgili büyük endişeler bulunduğunu belirterek, 2 milyondan fazla insanın açlık ve salgın hastalıklarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.
Gazze’de insanların rehin tutulduğunu vurgulayan Fidan, şöyle devam etti:
fidan, “Muhataplarımızla yaptığımız son görüşmelerde şu anda masada bir teklif var, Hamas bunu kendi içinde değerlendiriyor. Hamas’ın hedeflerinden biri de kalıcı ateşkes karşılığında rehineleri serbest bırakmak.İsrail’in kalıcı bir ateşkes konusunda hâlâ pek istekli görünmediğini kaydetti.
Türkiye’nin taraflarla çeşitli formatlarda istihbarat ve diplomatik görüşmeleri olduğunu belirten Hakan Fidan, Türkiye’nin ilk hedefinin ” “Ateşkesin bir an önce sağlanması için çaba harcıyoruz”Öyle olduğunu belirtti.
Fidan, iki devletli çözüme geçilmesi gerektiğinin de altını çizerek, şöyle konuştu:
Fidan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun politikalarının başarılı taktik adımlar atmış gibi görünse de, topyekün strateji olarak bakıldığında hem İsrail halkına, hem Filistin halkına, hem de bölgeye büyük felaket getirdiğini söyledi.
İsrail’in cevaplaması gereken soru şu: “(İsrail) ‘Sınırlarından memnunum ama başkasının topraklarıyla hiçbir ilgim yok’ diyebilir mi?”Bakan Fidan, dünya kamuoyunun İsrail’e sorması gereken sorunun bu olduğunu ve kilit sorunun bu olduğunun altını çizdi.
Türkiye-Mısır ilişkilerinin geleceği
Türkiye-Mısır ilişkilerinde normalleşme sürecinin büyük ölçüde tamamlandığını belirten Fidan, bunun her iki tarafın da faydasını gördüğünü, Mısır ve Türk halkının birbirine tarihi bağlarla bağlı iki büyük millet olduğunu kaydetti.
Fidan, ikili ilişkilerin “bölgesel güvenlik açısından” ve “ticari açıdan” son derece değerli olduğunu belirtti. Mısır’da çok sayıda Türk yatırımcı var ve biz bu yatırımları artırmak istiyoruz. Mısır bizim için kardeş ve dost bir ülke, fırsatlara sahip bir ülke. Türk yatırımcılar da Mısır’daki ortamı kendilerine son derece uygun buluyor. Oraya gittiğimde Türk iş adamlarıyla uzun bir toplantı yaptım ve hepsini uzun uzun dinledim. Bu yatırımların daha da artması için bazı kolaylaştırıcı tedbirlerin geliştirilmesi gerekiyor.” söz konusu.
Mısır’ın bölgesel güvenlik açısından, özellikle de Filistin-İsrail meselesi açısından önemine dikkat çeken Fidan, şunları kaydetti:
Fidan ayrıca Türkiye’nin Akdeniz güvenliği konusunda Mısır’la ciddi iş birliği yapılması gerektiğini, Mısır, Sudan ve Etiyopya meselesi ile enerji konusunun da üzerinde çalışılması gereken konular arasında yer aldığını belirtti.
Balkanlar’da Türkiye’den destek beklendiğini belirten Fidan, bu desteğin en ideal şekilde sağlanması için sürekli diyalog olması gerektiğini ifade etti.
Fidan, son dönemde Arnavutluk, Bulgaristan ve Romanya’ya yaptığı ziyaretlerin de bu konuyu kapsadığını belirterek, Arnavutluk ile Türkiye arasındaki bağlantıların sistemli bir şekilde ilerlemesi yönünde önemli bir çaba olduğunu kaydetti.
Bulgaristan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin olağanüstü düzeyde olduğunu belirten Fidan, şöyle konuştu:
Fidan, Türkiye-Yunanistan ilişkilerine de değinerek şunları söyledi: ” Ege’de tarihten miras kalan sorunlarımız var. Sorun bu nesille ilgili değil, bu sorunların bazıları bize miras kaldı“dedi.
Fidan, bu neslin sorumlu bireyleri olarak bu sorunların nasıl yönetileceği konusunda bir metodoloji ortaya konulduğunu, olgun devletler olarak bu sorunların parantez içine alınabileceğini ve hangi alanlarda ilişkilerin geliştirilebileceğini söyledi. “Her iki cumhurbaşkanının ortaya koyduğu vizyon ve destekle Dışişleri Bakanlığı olarak biz de bu olumlu gündemi ilerletmeye çalışıyoruz.”dedi.
Ekonomiden turizme, eğitim ve kültürel faaliyetlerden vize iş birliğine, adalara seyahatlere kadar pek çok konunun bulunduğunu belirten Fidan, şöyle konuştu:
Fidan, başlık sorunlarından birinin Kıbrıs olduğunu ve bunu diplomasinin sınırlarını genişleterek çözmeye çalıştıklarını belirtti.
Türkiye’nin AB süreci
Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecini değerlendiren Fidan, Türkiye’nin AB süreci yolculuğunun uzun süredir devam eden bir konu olduğunu ancak bu konunun hem geçmişine hem de bugününe bakıldığında dersler çıkarıldığını belirtti.
fidan, ” “Yeni yaklaşım neler getirebilir? Bu konudaki yeni parametrelerimiz, söylemlerimiz ve politikalarımız neler? Bu konuda yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”söz konusu.
Fidan, öncelikle AB’nin karar vermesi gereken konuya dikkat çekerek, ” “Avrupa Birliği Türkiye’yi üye yapmak istiyor mu istemiyor mu?”dedi.
Fidan, sözlerini bitirirken, 6 Şubat’ın Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu: Şehit vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.“dedi.